Genel çerçeveden bakacak olursak “suç” kavramının tam anlamıyla tanımı yapılamamaktadır. Suçun altında bireyin değil toplumun hikayesi yatmaktadır. Suçu toplum hazırlar suçlu işler şeklinde de ifade edilen olgu; bireyin masumluğundan ziyade toplumun işlenen suçlarda belli bir pay sahibi olduğunu belirleyerek sosyal etki üzerinde durulmaktadır. Suç zeminden zirveye değil zirveden zemine yayılır.
Hukuki bir boyuta sahip olsa da suç sosyal bir olgudur. Sosyal sebepleri ve sonuçları olması sebebiyle suç sosyolojisi önemli bir alt disiplindir. Kaçınılmaz bir süreç olarak kabul edilen suç olgusu; tıptan biyolojiye, psikolojiden sosyolojiye pek çok bilim ve disiplin dalının konusu olmuştur. Suç, hızla kentleşme sonucu aniden ortaya çıkan toplumsal değişim ve sosyal hareketlenmenin getirdiği anormalite hali ile ilişkilendirilir, ortaya çıkan kentleşme sorunu ile birlikte suç oranlarının arttığı varsayımı kabul görmektedir.
Sözlük tanımı ve kriminoloji bakımından ele alındığında: “Suç, ceza kanununun ihlali yönündeki, savunma veya mazeret olmadan yapılan ve devlet tarafından ağır veya hafif suç olarak cezalandırılan kasıtlı hareketlerdir”. Artık dünyaya demokrasi, özgürlük, insan ve yaşam penceresinden bakanlar için suç tanımı değişerek suçun kişisel değil, toplumsal bir olgu olduğu kabul görülmektedir, çünkü suçu toplum hazırlar, birey işler (Sayar, 2009).
Suçu iyi bir şekilde tanımlayabilmek için kökenine inilmesi gerekmektedir. Suçun aslında insanlık tarihiyle başladığı söylenebilir. İlk insan, Adem ile Havva’nın ilk çocukları olan Kabil’in kardeşi Habil’i öldürmesi ilk adam öldürme suçudur. Bu suç işleme serisi halen devam etmektedir.
Suçun toplum içine, nasıl yayıldığı ve nasıl kabul gördüğü de önemlidir. Çünkü bir suç, kabul görmüş dahi olsa meşrudur. İşlenen bir suç genellikle bir yaşam biçimi olarak kabul görüyorsa sorun olarak görülmez ve sorun çözmenin bir aracı olarak onay görmektedir (Ergil 2001: 40). Suçun nedenleri nedir? Suç neden vardır? Niçin ortaya çıkar? İnsanlar niçin suç işlerler? Suç, bireyin biyolojik ya da psikolojik yapısından mı, yoksa çevreden mi kaynaklanmaktadır? Bu sorulara cevap bulmak için öncelikle suçu doğuran faktörler ve suç teorilerine bakmamız gerekmektedir.
Kişilik, benliğin ve toplumun oluşturduğu bir bütündür. Kişiliğin hammaddesini kalıtım oluşturur ve aile, mahalle, okul, komşular, arkadaşlar ve millet de dahil, çevre bunu şekillendirir (Mitat, 1984: 32). Kişilik, suç incelemelerinde önemli bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Çünkü, bireyin kişilik analiz sonuçları incelenerek suç olayları değerlendirilip, çözüme kavuşturulmaktadır.
Sosyoloji ve kriminoloji açısından suçu anlaşılabilir yapan dört unsur dikkat çekicidir;
Kişiliği oluşturan gerçekler : Failin yapısı.
Kişiliği gösteren gerçekler : Gelişim durumu.
Kişiliğe şekil veren gerçekler : O ana kadar yaşayıp öğrendikleri.
Fiile şekil veren gerçekler : Fiil zamanındaki dış etkiler.
Mannheim, bu faktörleri üç ana gruba ayırır.
Fiziki-Antropolojik-Biyolojik
Psikolojik-Psikiyatrik
Ekonomik-Sosyal
Sosyal-ekonomik faktörler gibi, fiziki-antropolojik-biyolojik faktörler yalnızca bir psikolojik faktörün dönüşümü aracılığıyla etkili olabilirler (Demirbaş, 2001: 386). Bilimsel boyutta sürekli araştırma konusu olan, insanları suç işlemeye iten sebepler konusunda birçok fikir ortaya atılmış olsa da, bilimsel kanıtlara dayandırılabilen, teori olabilmeyi başarabilenlerin bazıları şöyledir:
Suç Teorileri dört genel kategori altında incelenmektedir (Sokullu-Akıncı, 2014: 153).
Biyolojik
Psikolojik
Sosyolojik
Sosyo-Psikolojik
Suç ve sapkınlık olgusu incelendiği zaman karşımıza temel kuramlar çıkmaktadır. İlk başta suç, biyolojik ve psikolojik faktörler ile açıklanmaya çalışılmıştır. Genetik bağlamda İtalyan kriminolog Cesare Lambroso, suçlu tiplerinde anatomik faktörlerin etkileyeceği olduğuna inanıyordu. Ancak bu teori uluslararası kriminoloji kuruluşları açıklamalarıyla geçerliliğini yitirmiştir. Çünkü, suçun temelinde birçok faktör etkili olabilir. Yalnızca genetik bağlamda yargılamak çok etik bir hareket değildir. Bu bağlamdan sonra ise psikolojik bağlamların etkili olduğu belirtilmiştir. Suçlu kişinin çocukluk dönemlerinde yaşadığı travmatik olayların etkili olduğu öne sürülmüştür. Bu kuramlardan sonra ise karşımıza sosyolojik kuramlar çıkmıştır. Bunlar; işlevselci kuram, etkileşimci kuram, çatışma kuramı ve kontrol kuramları şeklinde öne sürülmüştür (Giddens, 2000: 181-202).
Suç olgusunun temeline indiğimizde ise karşımıza “cinayet” kavramı çıkmaktadır. Cinayet en temel tanımı ile, bir kimsenin başka bir kimseyi, bilerek ya da bilmeyerek öldürmesi eylemidir. Cinayet olgusu, toplumdan topluma değişmektedir. İngiltere‘de ve İrlanda‘da yılda yaklaşık 160 cinayet işlenmektedir, oysa yalnızca New York’ta yılda yaklaşık 5000 öldürme vakası kaydedilmiştir. İngiltere’de katillerin % 25’i intihar etmektedir. Amerika’da katillerde intihar oranı daha düşüktür. Cinayet nedenleri ise, ülkeler arasında fazla bir farklılık göstermemektedir. Ancak cinayet tiplerinin birbirlerine oranları farklıdır.
Kıskançlık, cinsel şiddet, öç, çıkar, kendini savunma ve kavga gibi durumların hepsi cinayetle sonuçlanabilir. Karşılaşılan belli başlı çerçeveler vardır. Örneğin sık sık kız çocuklarının yakın bir akraba, aile fertleri tarafından, bir kadının eşi tarafından ya da bir annenin oğlu tarafından öldürülmesi haberleri ile karşılaşılmaktadır. Diğer bir taraftan, sadomazohistik cinayetlere de çok rastlanılmaktadır. Aşırı derecede olan bir kıskançlık sorunu çok kere cinayete yol açabilmektedir. Bu etkileri tanıyan bir psikolog veya psikiyatrist bir cinayetin gerçekleşmesini önleyebilmektedir. Yapılan bazı araştırmalarda suçluların beyinleri incelenmiştir ve lobların bozulduğu, çoğunlukla doğru karar veremedikleri gözlenmiştir.
Cinayetle, yılın belli zamanları ve günün belli saatleri arasında bir ilişki vardır. Cinayetler ağırlıkla saat 18.00 ile 01.00 arasında işlenmektedir; saat 06.00 ile 08.00 arasında işlenen bir cinayeti, depresyonlu bir katilin işlemiş olma ihtimali yüksektir. ABD’de, cinayetlerin özellikle hafta sonlarında veya tatil günlerinde işlendiği ispatlanmıştır. Katillerde, ister akıllı, ister deli olsunlar, fiziki bozukluklar ve hastalıklar sık görülmektedir. Tüm cinayet suçları arasında seri cinayetlerin sıklığı Amerika Birleşik Devletleri kaynaklarına göre %0.5‘tir.
Bir davranışın suç sayılabilmesi için maddilik, manevilik ve kanunilik unsurlarına sahip olması gerekmektedir. Maddi unsur; suçun maddi unsurunu hareket oluşturmaktadır. Hareket unsuru bir yapma veya yapmama davranışıdır. Bir davranışı yapma ya da yapmama suçun maddi unsurunu oluşturabilir. Örneğin lokantada aşçının ocağın altını kapatmaması bir kazaya neden olabilir. Böylece aşçının bu davranışı yapmaması onu suçlu kılar. Manevi Unsur; bu unsur suçlunun kastı veya kusurudur. Suçlu, kanun tarafından suç olarak tanımlanan bir davranışı bilerek ve isteyerek yaparsa bu davranışın kasıtlı olduğunu gösterir. Kanunilik Unsuru; kanunsuz suç ve ceza olmaz prensibine dayanan bir durumdur. Herhangi bir davranış, suç tanımına girmiyorsa suç olarak kabul edilmemektedir (Yıldırım, 2014: 3).
Cinayetler ise suçun unsurları bakımından manevi unsurlar altında incelenmektedir. Cinayetler, suçlular, seri katiller, birçok konu bakımından incelenmesi gerekmektedir. Suçun oluşmasında ve bunun etkisiyle cinayetlerin ortaya çıkmasında epeyce etken bulunmaktadır. Bu etkenlerin başında toplum, aile, sağlık sorunları ve bu sorunların altyapısı karşımıza çıkmaktadır. Seri katillerin, suçluların beyin yapısı ve bulundukları toplum incelendiğinde hep bir sorun ile karşılaşılmıştır. Biyolojik ve toplumsal birçok sıkıntıya maruz kalmışlardır ve suçluların psikopati yönünü ortaya çıkarmıştır. Görünürde sıkıntı gözükmese bile temele inildiğinde kesinlikle bir etken ile karşılaşılmaktadır. Temel olarak yapılan araştırmalarda seri katillerin birçoğunun empati duygusundan yoksun oldukları belirtilmiştir.
Sonuç olarak, cinayetler suç başlığı altında önemli hususa sahip konulardır. Çevremizde de sürekli karşılaşılan bir durumdur. Toplumda bu konuların uzmanı olan kişiler, bu olayların temeline inip bilimsel olarak incelemelilerdir ve bu hususlar doğrultusunda önlemler almalıdırlar.
2017
KAYNAKÇA
DEMİRBAŞ, T. (2001), Kriminoloji, Seçkin Yayınları, Ankara.
ENÇ, M. (1984), Ruh Sağlığı Bilgisi, 9.bası, İnkılap Yayınevi, İstanbul.
ERGİL, D. (2001), “Şiddetin Kültürel Kökenleri”, Bilim ve Teknik. Sayı 399. Şubat. s. 40-41.
GIDDENS, A (2000). “Sapkınlık ve Suç,” Sosyoloji, İst: Ayraç yy, s.181-222
KILIÇ Ö, BALCIOĞLU İ. Seri Cinayetler ve Cinsel Sadizm. Adli Tıp Kurumu Dergisi Cilt / Vol:27, Sayı / No:1, 2012.
KIZMAZ Z. Sosyolojik Suç Kuramlarının Suç Olgusunu Açıklama Potansiyelleri Üzerine Bir Değerlendirme. C.Ü. Sosyal Bilimler Dergisi Aralık 2005 Cilt: 29 No: 2 149-174
SAYAR, S. (n.d.), Suçun Sosyolojik Nedenleri, http://www.sayginsaygin.com/sucun- sosyolojik-nedenleri.aspx
SOKULLU A., Füsun (2014), Kriminoloji, Beta Basım Yayım A.Ş, İstanbul.
YILDIRIM A. Sosyo – Kültürel Yapı ve Suç Olgusu Arasındaki İlişki: Malatya İli Örneği. KMÜ Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi 16 (Özel sayı): 1- 7, 2014.
Cinsellik! Sürekli duyulan bu kelime toplum tarafında bilinmekte ve açıklanmaya çalışılmaktadır. İlk duyan herkes erotizm çerçevesinden açıklama bulmaya çalışmaktadır. Az çok bilinen fakat toplum bireylerinin dile getiremediği bir konudur cinsellik. Çok geniş bir konu olmakla birlikte bünyesinde birçok kuram ve teoriyi barındırmaktadır. Tarih boyunca psikologlar ve sosyologlar açısından inceleme konusu olmuştur. Çeşitli kuramlar ve teoriler ile açıklanmaya çalışılmıştır.
En genel tanımıyla cinsellik, erkeklik ve dişilik olarak canlı varlıkların cinsel özelliklerinin tümü olarak belirtilmektedir. Cinsellik sadece üreme organlarında ibaret olarak bilinmemelidir. Üreme organları cinselliğin sadece bir parçasını oluşturmaktadır. Bu yazıda ise cinsellik sosyolojisinden ve psikolojisinden daha çok cinsel cinayetler, sadizm ve sapkınlıklar üzerinde inceleme yapılacaktır.
Cinsel sapkınlık çok geniş ve detaylı bir konudur. İnsanoğlunun sınırlarının ulaştığını gösteren çok geniş bir cinsel sapkınlıklar listesi vardır ve bu listeye bakıldığında “yok artık bundan hoşlanan da mı varmış?” şeklinde hayretlere düşeceğiniz türdendirler. Cinsel sapkınlık, bilimsel olarak parafili adı altında incelenmektedir. Parafili; sürekli tekrarlanan, kişiye üzüntü veren yoğun cinsel dürtüler, özel cinsel fanteziler ve uygulamalar şeklindeki karakterize cinsel bozukluklardır. Parafili denilmesi için kişinin tekrarlayıcı ve zorunlu bazı koşullara bağlı olarak orgazm olabilmesi gerekir. Arada yapılan farklı cinsel etkinlikler parafili olarak değerlendirilmez. Parafililerin en tipik özelliği orgazm, cinsel uyarılma, bilinçli ve bilinçsiz bileşenleriyle özel fantezilerdir.
Bir kişinin başka bir kişiye cinsel istismarda bulunması, sapkınlık yapması, zor kullanması, cinayet işlemesi kabul edilebilir bir şey değildir. Parafili büyük bir problemdir, kötü sonuçlar doğurur. Cinsel sapkınlık altında yatan sebepler sanıldığından daha çoktur ve bunların kesinlikle tedavi edilmesi gerekmektedir. Cinsel sapkınlıklar genelde erkeklerde görülmektedir. Parafililerin %50’sinden fazlasının ilk belirtileri 18 yaşından önce görülmektedir. 15 ile 25 yaşları arasında parafili tepe noktasına ulaşır ve zamanla azalır. Parafilinin görülme sıklığı ile ilgili net bir kaynak yoktur ancak tahminlerden daha çok olduğu anlaşılmaktadır. Parafili tedavisi de kişinin gelişimi ve olgunluk düzeyi ile ilişkilidir. Kişilik gelişimi ileri düzeyde ve herhangi bir ciddi hastalığı olmayan kişilerde tedavi süreci daha hızlı ilerler ve başarılı sonuç vermektedir. Ağır kişilik bozuklukları gösteren kişilerde tedavi süresi uzayarak olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Tedavi motivasyonun da yüksek olması hastalık tedavi başarısını etkilemektedir. Bu hastalık küçük yaşlarda etkisini göstermeye başlar, erken yaşlarda bu arzuların etkileri zayıflar, parafili kişilerde ise bu yaşlarda takılma mevcuttur. Kişi olgun cinselliğe ulaşamamaktadır.
En sık görülen cinsel sapkınlık türleri, Egzibisyonizm (teşhircilik, göstermecilik), Fetişizm, Frottörizm (sürtünmecilik), Pedofili, Cinsel Mazohizm, Cinsel Sadizm, Voyörizm (gözetlemecilik), Transvestik Fetişizmdir. Bu terimleri kısaca açıklamak gerekirse;
Egzibisyonizm: Kişinin genital organlarını, bunu beklemeyen bir yabancıya göstermesi.
Fetişizm: Cinsel ilginin cansız nesnelere yönelik olması.
Frottörizm: Rızası olmayan bir kişiye dokunması ve sürtünmesi.
Pedofili: Ergenlik dönemine girmemiş bir çocukla ya da çocuklarla ilgili cinsel etkinlikte bulunma.
Cinsel Mazohizm: Hakaret edilme, dövülme, bağlanma ya da başka bir biçimdeıstırap çekme eylemi. Bu kişilerde cinsel haz alma olmazsa olmaz koşuldur.
Cinsel Sadizm: Başka birinin psikolojik ya da fiziksel olarak ıstırap çekmesi. Bu kişilerde cinsel haz alma olmazsa olmaz koşuldur.
Voyörizm: Bunu beklemeyen bir kişiyi çıplakken, soyunurken ya da cinsel etkinlikte bulunurken gözetleme eylemi. Seyredilenin cinsel eylemde olması gerekmez, seyreden cinsel haz alır.
Bunlar dışında da pek çok parafili çeşidi bulunmaktadır; zoofili (hayvanlarla cinsel eylem), nekrofili (cesetler), ürofili (idrar)…gibi (CETAD).
Cinsel sapkınlıklara bilimsel açıdan bu cevaplar verilmektedir. Sosyolojik ve psikolojik açıdan bakıldığında cinsellik kilit bir olgudur. Gerçekten bakıldığında herkesi hayrete düşüren cinsel eğilimler gözükmektedir. Örneğin, Albutophilia; sudan cinsel haz alma. Androidsm; insan benzeri robotlara duyulan cinsel heyecan. Arachnephilia; örümceklere cinsel ilgi duyma, Avisodomy; kuşla seks yaparken, onun boynunu kırma. Bunlar sadece normal olan örneklerdir ve daha niceleri bulunmaktadır. Bu kadar ilginç ve sizlere imkânsız gibi gelen bu durumlar dünya üzerinde fazlasıyla mevcut. Bütün cinsel sapkınlık ve eğilimler bilimsel olarak belirtilmiştir ve her geçen gün psikiyatrlar bu konu üzerinde çalışmalarını arttırmaktadırlar. Bu eğilimler üstünden geçilecek konular değildir. Toplum olarak cinsellik temalı her konudan kaçarak bu sapkınlık türlerini daha da negatif bir hale sokmaktayız. Bu bir hastalık ve temelinde yüzlerce ruhsal, fiziksel rahatsızlıklar yatmaktadır. Bu tip eğilimi görülen kişi tedaviye alınmazsa ve toplum tarafından dışlanırsa hiçbir zaman çözülemez ve ilerde bu kişi cinsel temelli bir seri katil olabilir. Dile getirilmeyen bu konu herkesin içinde yatan kapalı bir kutudur ve bu kutu açıldığında pozitif veya negatif sonuçlar doğurabilir.
Cinsel sapkınlıklara baktığımız zaman bu sadece sapkınlık ve eğilim olarak kalmamıştır. Malesef daha kötü sonuçlar doğurmuştur. Bunlar cinsel cinayetlerdir. Bu cinayet türü de kendi içinde çok detay içermektedir ve sapkınlıklar gibi türleri mevcuttur. Biz hepsinden bahsetmemekle birlikte kilit örneklerde bulunacağız.
Seri cinayetler yüzyılladır, dünyanın birçok yerinde görülen bir olgudur. Seri katiller, dikkati en çok çeken kişiler olmuştur. Bununla birlikte de seri cinayetler hep araştırma konusu olmuştur. Seri katillerin suç olgusu, küçükken yaşadıkları travmalar, maruz kaldıkları istismar, hayvanlara cinayet, yangın çıkarma gibi olaylarla desteklenmiştir. Bu tür psikopatolojiler, habis narsizm, antisosyal kişilik bozukluğu ve asperger sendromudur. Cinsel sadizm ise seri cinayetler ile ilgili en fazla ilişkisi bulunmuş parafilidir. Cinsel sadistler, yaptıkları şiddet hareketlerinde cinsel uyarılma hissederler. Olay yeri davranışları içerisinde; dikkatlice planlanan durumlar, korku uyandırma, aşağılama, baskı, kontrol, bedeni kesme, parçalama, işkence bulgularına rastlanmaktadır. Yaşanılan cinayet ve seri cinayetlerin büyük kısmında cinsel saldırı, işkence, yaralama yatmaktadır. Cinsel sadizm, parafilinin bir alt disiplinidir. Parafili, psikolojik bozukluk etkisi ile kişiyi şiddet davranışlarına itebilir. Cinsel seri katilde çoklu parafili bulunabilir. Çocuk ve ergen seri cinayetlerde de cinsel sadizm bulgularına rastlanılmaktadır. Cinsel cinayet işleyen ergenlerin %92’si olay yerinde ereksiyon, %56’sı ejekülasyon yaşamaktadırlar. Cinsel katillerde, çocuklarında yaşadıkları travmalar, maruz kaldıkları istismar öyküleri çoğu vakada dikkat çekmektedir. Artık bu durumlar bir mit olarak kabul edilmektedir. Ergenlerdeki bu yoğun cinsel fantezi dürtüleri uzman bir şekilde ele alınmalıdır. Bunun ile birlikte yaşayacakları travmalar, öldürecekleri bir hayvan ya da yakacakları bir evin önüne geçilebilir. Bu bağlamda hekimler erken tedavi yollarına girmeleri gerekmektedir. Ne kadar erken tedavi verilirse o kadar erken cevap alınabilir. Şu özellikler cinsel sadistlerin ortak özelliği gibi görülmektedir.
Şiddet ve küçük düşürücü davranışlar.
Kurbanın bu davranışa tepkisi.
Uygulanan şiddet sonucu hissedilen güç ve kontrol.
Şiddet tek başına cinsel uyarılma için yeterli değildir. Küçük düşürücü davranışlar, parçalama ve kesme cinsel sadizm için daha kilit bulgulardır. Bu cinayetlerde dikkati çeken, önceden planlanmış hareketler, bağlama, kontrol etme, işkence gibi davranışlardır. İmza olarak adlandırılan belirgin ipuçları bırakılır. Cinsel katillerde sadistik ve psikopatik özellikler arsında güçlü bir bağ olduğu söylenebilir. Psikopatların işlediği cinayetler, psikopat olamayan suçlulara oranla daha fazla sadistik hareketler içermektedir (Kılıç & Balcıoğlu, 2012).
Cinsel suçların incelenmesinde en büyük sorunlardan biride sayısal verilerin gerçeği yansıtmamasıdır. Cinsel saldırılar genellikle gizlenmekte, bildirilmemektedir. Örneğin alınan bazı verilere göre, Eskişehir’de 3.5 yıllık dönemi kapsayan sürede işlenen cinsel suçlar, bu sürede işlenen tüm suçların %4’ünü teşkil etmektedir (Cantürk & Koç, 2010).
Ülkemizde de cinsel suçlar oldukça fazladır. Özellikle son zamanlarda, güne bu tarz haberler ile başlıyoruz. Cinsel istismar suçları, davalar, mağdurlar ciddi bir biçimde gündem olmuşlardır. Artan istismarlar sonucu verilen hukuksal yargılanma ve cevaplar toplumu tatmin etmemektedir. Kadınların metalaşması sorunu ile karşı karşıya kalınmıştır. Cinsel sapkınlığı olan ruhsal psikopat suçlular karşısında kadınlarda suç aranılmıştır. Kadınların kıyafet tercihinden önce, cinsel parafili ruh hastalarının yakalanıp gerekli yasal ve ruhsal süreçten geçirilip cezalarını çekmeleri gerekmektedir. Bu tarz olumsuz, toplumu kaotiğe sürükleyen cinsiyet tartışmaları ülkemizde fazlasıyla yer almaktadır. Kadınların cinsel hakları gittikçe yok olmakta ve otobüste bile tek başlarına seyahat edemez olmuşlardır. Bir başka konu ise sürekli artan pedofili haberleridir. Bu haberleri her gün izliyoruz peki ne gibi önlemler alınıyor? Normal bir parafili hastasından ziyade okullarda öğretmenleri tarafından tecavüze uğrayan ilkokul öğrencileri mevcuttur. Bu nokta da suç, o öğretmen o mevkiye gelme yolunda bulunduğu noktalarda neden fark edilememiştir? Bunlar büyük kompleks sorunlardır, bu kişilerin çocukluklarında yatan problemlere kadar inmek gerekir.
Türkiye’de cinsel suçlar kapsamında en dikkat çeken başlıklar, çocuk istismarları ve kadına yönelik cinsel saldırılar. Özellikle pedofilik parafili son yıllarda dünyada ve Türkiye’de çocuk istismarının en önemli problemidir. Dünyada son 4 yılda çocuklara yönelik taciz veya şiddet uygulamaları % 90 arttı. Tecavüzcülerin tahminen % 5’i ortaya çıkarken % 95’i gizli kalıyor. Adliyelerdeki 4 tecavüz davasından biri çocuklarla ilgili (Şiddeti Önleme ve Rehabilitasyon Derneği, 2016). Bu rakamlar her geçen gün artmaktadır. Bu cinsel suç oranının azaltılması için bütün kurumların müşterek bir şekilde çalışması gerekmektedir. Hukukçulara, sağlıkçılara büyük iş düşmektedir. Her şeyden önce de ebeveynlere çok iş düşmektedir. Sorumluluk bilinci yüksek bir şekilde çocuklarını yetiştirmelilerdir. Çocukların geleceklerini belirleyen etken 0 ile 7 yaş arasındaki aldığı karakter ve yetiştirildiği ortamdır.
Sonuç olarak, bu yazı ile cinsel sapkınlıklardan ve bunun etkisi ile ortaya çıkan cinayet ilişkisi ele alınmıştır. Cinsellik temelli bu incelemelerde kaynak ve veri eksikliği bulunmaktadır. Bilimsel olarak ortaya çıkan bulgularda bile yetersiz dayanak noktası gösterilmektedir. Cinsel seri katillerde ve sadistlerde araştırılan temel konular artık bir mit haline gelmiştir. Bir nevi yaşanılan her durumda aynı teorilerden bahsedilmektedir. Bunlar kesinlikle yanlış tespitler değildir. Ancak bu konularda çıkarım yapmak için daha fazla araştırmaya gerek vardır. Ergenlikten başlayan cinsel parafili eylemleri pek çok yazar tarafından onaylanmış bir görüştür. Genel olarak cinsel sapkınlık ve cinayet gerçekleştirilirken ereksiyon olma uyarılma durumu vardır. Ancak her katilde de bu olmayabilir. Türkiye’de onlarca kanıtlanmış seri katil vardır. Bu seri cinayetlerin cinsel seri cinayet olarak kanıtlanması için suç ve suçluların detaylı incelenmesi gerekmektedir.
2017
KAYNAKÇA
Cantürk, N., & Koç, S. (2010, 10 25). Adli Tıp Kurumunda Değerlendirilen Cinsel Suç Sanıklarının. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası, 49-53.
CETAD. Parafililer (Cinsel Sapkınlıklar). Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği, s. 1. http://www.cetad.org.tr/news.aspx?detail=53 adresinden alındı
Kılıç, Ö., & Balcıoğlu, İ. (2012). Seri Cinayet ve Cinsel Sadizm. Adli Tıp Kurumu, 54-63.
Şiddeti Önleme ve Rehabilitasyon Derneği. (2016). Çocuk İstismarına Yönelik Rapor. İstanbul: İMDAT.
İnternet:https://seyler.eksisozluk.com/insanoglunun-sinirlarinin-ulastigi-noktayi-gosteren-cinsel sapkinliklar-listesi
İnternet:http://www.milliyet.com.tr/cinsel-sapkinlik-belirtileri-pembenar-detay-cinselsaglik-2016134/
İnsan varlığının devam ettirilmesi, toplumların oluşumu ve gelişimi için ekonomi, en gerekli temel kurumlardan biridir. İnsanlar yaşamak için besine, barınmaya, giysiye ve temel diğer maddi mallara ihtiyaç duyarlar. Burada ise insanın ekonomik faaliyetler içinde verdiği süreç karşımıza çıkar. Ekonomik faaliyetlerin aldığı durum toplumdan topluma değişiklik göstermektedir, aynı toplumda tarihsel süreç içinde farklılık göstermektedir.
Bir toplumda ihtiyaçlar tarımsal yollar ile sağlanırken başka bir toplumda hem tarımsal hem de ticaret ile sağlanmaktadır. İlk insanlar avcılık ve toplayıcılık ile ürün yaratmaya çalışmışlardır. Sonrasında ise hayvanların evcilleştirilmesi, toprağın işlenmesi ile tarımsal faaliyetler başlamıştır ve bu süreç devam ederek günümüz modern toplum üretim ve tüketim halini almıştır.
Ekonomi toplumun temel yapılarından biridir ve toplumu analiz eden bilimde sosyolojidir. Ekonomi, sosyolojinin çalışma konularından birisidir. Çünkü ekonomiye konu olan tutum ve davranışlar insan ilişkilerini içermektedir. Toplumsal ilişkiler dışında bir ekonominin gerçekleşmesi imkansızdır. Aynı zamanda ekonomik yapı, ilişkiler ve gelişmeler, iktisat biliminin doğrudan çalışma ve analiz konusudur. Bundan dolayı ekonomi ve sosyoloji belli bir iş birliği içindedir. (Erkan, 2003: 4)
İktisat biliminin çalışma sisteminin, ekonomiye konu olan tutum ve davranışları nasıl analiz edip incelediğini daha iyi anlamak için iktisadın insana ve insan doğasına yüklediği anlamın bilinmesi gerekmektedir. Sosyolojik bakış açısından incelendiğinde insan toplumsal bir varlıktır. Sosyolojiye göre insan kendini, toplumsal ilişkileri ile var etmektedir. İktisada göre ise insan, kendi istekleri peşinde kosan, kendi faydası için uğraşan, ihtiyaçlarını karşılamak için kişisel çıkarlarını ön planda tutan ve rasyonel davranarak amaca ulaşan bir bireydir. (Güneş, 2011: 152)
Ekonomi ve sosyoloji disiplinlerinin arası aslında çok uzun yıllar açık kalmıştır. Bir nevi birbirlerine dargın, kızgın bilimler olarak kalmışlardır. Çünkü her iki bilimde birbirlerine bir takım eleştiriler yöneltmiştir. Temel olarak ekonomistler, sosyoloji bilimini matematiğe önem vermedikleri için eleştirmişlerdir. Her şeyi sosyal olarak incelemek ekonomistler için büyük bir eksiklikti. Sosyologlara baktığımızda ise onlarda büyük eleştirilerde bulunmuşlardır. Onlara göre ekonomistler çok fazla soyut davranmaktadır. Bu şekilde devam eden atışmalar bir süre devam etmiş ve artık bir noktadan sonra ekonomistler ve sosyologlar bu konuları değerlendirmeye almışlardır.
Birbirini anlayan bu iki bilim incelemelere başlamıştır. Ekonomi sosyolojisi geliştirilirken ne sadece ekonomist ne de sadece sosyolog çalışmıştır. Her ikisini de bir araya getirmeye çalışmışlardır. Her bilim de temel isimler olduğu gibi ekonomi sosyolojisinin de üstadları vardır. Bunlar; Max Weber, Emilie Durkheim, Adam Smith, Karl Marx gibi isimlerdir. İktisat disiplinin kurucularından Adam Smith iktisatçı bir kimliğe sahiptir ancak bunun yanında ekonomik yapıları toplumsal yapılar ile incelediği için aynı zamanda bir ekonomi sosyoloğudur. Karl Marx, sosyoloji ve iktisat düşünce tarihi içinde kalmıştır, toplumu ekonomi politik bir bakış açısıyla analiz etmiştir. Sosyolog Max Weber ise kültürel yapıları, ekonomik tutum ve davranışlar ile ilişkili olarak açıklamıştır. Smith incelenmeden önce merkantilist döneme bakılmalıdır. Smith teorisini merkantilist dönemde uygulanan iktisat politikalarının eleştiri temelinde geliştirmiştir. (Güneş, 2011: 155)
Merkantilizm, 16. Ve 17. Yüz yıllarda Avrupa ekonomik düşüncesini temellendiren farklı fikirleri ifade etmektedir. Ekonomik yaşamı anlatan dönemin temel konuları; merkantilistlerin zenginlik anlayışıdır. Bir ülkenin sahip olduğu değerli maden, altın ve gümüşler o ülkenin zenginliğinin ölçüsüdür. Değerli madenler sabit ve üretken olmayan bir zenginlik kaynağıdır. Merkantilistler güç ve zenginlik arasında bir ilişki kurmuşlardır. Güçlü devlet olgusu, sahip olunan zenginlik ile korunmaktaydı. Zenginlik ne kadar artarsa devletin gücü de o kadar artacaktır. Smith, merkantilizmin en başta gelen eleştirmenidir. Eleştiri teorisine göre; merkantilistlerin savunduğu ulusun zenginliğinin değerli madenler ile gerçekleştiğinin tersine o ülkenin sahip olduğu üretim gücüne dayanmaktadır. Üretim gücü hem toplumsal düzeyde hem de üretim sürecindeki iş bölümünün gelişmişliğine bağlıdır. (Güneş, 2011: 156)
Karl Marx ekonomik yapıyı toplumsal ilişkilerden soyutlayarak, kendi içindeki özerk bir yapıya sahip piyasa ilişkileri dışında, toplumsal yapının diğer unsurları olan siyasal, ideolojik ve kültürel yapılarla ilişki kurarak açıklamaktadır. Marx’a göre geçmişteki bütün toplumlar ekonomiye dayanmaktadır. Marx bir toplumu anlamak için üretim tarzına bakılması gerektiğini savunmuştur. Toplumun üst yapısını oluşturan ideolojik, siyasal, yasal, kültürel, dinsel yapılar toplumun alt yapısı olan üretim tarzı üzerinden şekillenmektedir. Üst yapı kurumları kapitalistlerin çıkarlarına hizmet edecek şekilde düzenlenmiştir. Kapitalist sistem eşitsizlikleri üretim sürecinde yaratmaktadır. Kapitalist üretim süreci aynı zamanda emeğin yabancılaşmasına neden olmaktadır. (Güneş, 2011: 157)
Max Weber, kültürel yapılarla toplumun ekonomi yapısında ilişki kurarak analiz yapmaktadır. Kültürel faktörlerin sadece sembolik üretim üzerinden değil, maddi üretim üzerinde de etkileri vardır. (Ercan, 1998: 250) Sanayi kapitalizminin Avrupa’da gelişmesinin nedenlerini kültürel faktör ve değerlerle açıklamakta ve bunu Protestan ahlakı ve ruhuna dayandırmaktadır. Weber’e göre ideal bir tip olarak kapitalizmi tanımlayan en temel özellik ekonomik ve toplumsal yaşamın rasyonelleşme sürecidir. (Güneş, 2011: 157-158)
Ekonomi sosyolojisi Türk sosyologlarının da araştırma konusu olmuştur. Bu noktada Ziya Gökalp’in ekonomi sosyolojisine bakmak gerekmektedir. Gökalp, korumacı, milliyetçi, dayanışmacı bir ekonomi anlayışını 1910’larda oluşturmaya başlamıştır. Batılı anlamda millî burjuva oluşturulması için çaba harcamıştır. II. Meşrutiyet döneminde devletçi bir ekonomi anlayışı benimsemiştir. Gökalp, ulusal burjuva yaratma adına devletçiliği ve millî ekonomi anlayışını kabul ederek, sınıfsal toplum yapısına ve bilincin gelişmesine karşı çıkmıştır. Sınıfsal dayanışma yerine mesleki dayanışmayı ve mesleki temsil sistemini esas almıştır. Milliyetçiliğin temel söylemlerinden biri ulusal bir burjuva sınıfı oluşturmaktadır. Gökalp’e göre ekonomide bağımsız olmadan siyasal bağımlılık olmaz. Ekonomik bağımsızlık ise, üretime katkı sağlayabilen bir millî burjuva sınıfı oluşturarak, bir yandan yatırım yapabilecek, diğer yandan Batılı devletlerin ekonomik baskılarına son vermekle olur. (Kaçmazoğlu, 2003: 104-109; 174-183)
Sonuç olarak, genel çerçeveden bakıldığında ekonomi tarih boyunca sosyolojinin araştırma konusu olmuştur. Birbirlerinden bağımsız şekilde hareket etmemektedirler. İlk sosyologlardan günümüz sosyologlarına kadar bütün ünlü sosyologlar ekonomiye ayrı bir ilgi duymuş ve ekonomi sosyolojisi ile ilgili görüşlerini dile getirmişlerdir. 1930’lu yıllarda varılan uzlaşmadan sonra her iki disiplinde kendi iç bünyesindeki değişimlere göre hareket etmesi beklenirken 1970’li yılların başlarında iktisat disiplinin kendi araştırma alanını geliştirme çabasına girmesi iki disipline yeni bir boyut kazandırmıştır. (Yılmaz, 2012: 13) Uzlaşmanın bozulması gibi görünen bu duruma sosyoloji karşı atak yaparak ekonomi alanını sosyolojik perspektifte inceleme düşüncesi ile yola çıkarak yeni bir eğilim ortaya çıkmıştır. Her ne kadar karşı atak olsa da çatışmacı bir dil benimsenmemiş, kabullenici bir tutuma yönelmiştir. İktisat ile sosyolojinin yeni kurumsal iktisat ile yeni iktisat sosyolojisi üzerinden kurduğu bu yeni ilişki sosyolojik gelenek içerisinde mikro geleneğe katkı yapan bir alt disiplinin doğmasına yol açmıştır. İki disiplin arasındaki ilişki bir diyalog ilişkisi değil, iki taraftan birinin diğer alanın söyleminden yararlanma ilişkisidir.
2017
KAYNAKÇA
Ercan, F. (1998) Toplumlar ve Ekonomiler, İstanbul, Sarmak Yayınevi.
Erkan, H. (2003) Ekonomi Sosyolojisi, İzmir, Barış Yayınları.
Güneş, F. (2011). “Ekonomi ve Eşitsizlik”, Sosyolojiye Giriş, Nadir Suğur (Editör), Anadolu Üniversitesi Yayınları, 150-173.
Kaçmazoğlu, H. B. (2003). Türk Sosyoloji Tarihi II (II. Meşrutiyet’ten Cumhuriyete) (1.b.). Anı Yayıncılık. 104-109; 174-183.
Yılmaz, F. (2012). “İktisat, Kurumsal İktisat ve İktisat Sosyolojisi” Sosyoloji Konferansları, No:45(2012-1). 1-17.
20. yüzyılda bilgisayarın ve internetin ortaya çıkışı ile ülkelerin savaş, saldırı ve savunma teknikleri değişiklik göstermiştir. İnternetin gelişimi tarihi seyrinde öncelikle askeri alanda kullanılmıştır. Askeri alandan sonra ticarette kullanılmıştır ve kişisel kullanıma kadar yaygınlaşmıştır. Şimdi her evde bir veya birkaç bilgisayar bulunmaktadır.
Ağlar üzerinden bilgi edinme, saldırı, zarar verme, yok etme, kontrol etme gibi yöntemlerle hedeflere savaş açılmış ya da saldırıda bulunulmuştur. Teknolojinin oldukça yaygın, ulaşılması kolay ve ucuz olması sebepleriyle bu tip saldırılar sadece devletler tarafından değil, bizzat şahıslar tarafından yapılabilmekte; bu durum bu suçların tespitini ve cezalandırılmasını zorlaştırmaktadır. Bu tip saldırıların, devlet desteği ile düşman bir aktör ya da devlete karşı işlenmesi durumu ise güncel olarak son derece ciddi ve hukuki bir zeminle çözülmesi gereken bir sorundur. Geleneksel savaşlarda olduğu gibi saldıranın aşikâr olmaması, çok farklı bölgelerden kaynaklanması, tespitinin ve kanıtlanmasının zor olması, bu suçların tanımını ve yaptırımının sağlanmasını zorlaştırmaktadır.
Değişen dünya değerleri arasında ilk sırayı alan bilgiyi, koruma ve muhafaza etme biçimi de değişiklik göstermiştir. Gizli sistemlere, sistem açıklarından faydalanarak sızan ve önemli sırları ele geçiren hackerlar artık birer siber savaşçı olarak devlet adına çalışmaktadır. Siber saldırılarla devlet sırları ve devlet savunma sisteminin diğer ülkelerce ele geçirilmesi ise devlet savunma sisteminin birer parçası haline gelmiştir.
Siber Uzay, tüm dünyaya ve uzaya yayılmış durumda bulunan bilişim sistemlerinden ve bunları birbirine bağlayan ağlardan oluşan ortamdır. Siber uzay teriminin yerine Ulusal Siber Güvenlik Stratejisinde siber ortam terimi tercih edilmiş ve tanımlanmıştır. Dünyada her türlü hizmet ve faaliyet siber ortamda gerçekleşmektedir. Siber ortam, insanlığın faydasına birçok hizmeti sunmaktadır. Kamu ve özel kuruluşlar, hizmet alanı olarak siber ortamdan faydalanmaktadır. Faydalı birçok faaliyeti de içinde barındıran siber ortam, kötü niyetli amaçlar içinde kullanılabilmektedir.
Askeri sistemlerin ve orduların teknolojiye ve bilişim sistemlerine olan bağımlılığı giderek artmaktadır. Günümüzde birçok silah, hedef tespit, komuta kontrol ve haberleşme sistemleri bilgisayarlara ve yazılımlara bağlı olarak çalışmaktadır. ABD Savunma Bakanlığı “siber operasyonları” birincil amaç askeri hedefler ya da etkileri ya da siber kapasitenin istihdamı olarak tanımlamakta ve “bilgisayar ağı saldırıları” terimi olarak da kullandığı görülmektedir. Savunma Bakanlığı bilgisayar ağı saldırılarını: “Bilgisayar ve bilgisayar ağlarındaki var olan bilginin, bilgisayar ağlarının kullanımı yoluyla bozulması, engellenmesi, geriletilmesi ya da yok edilmesi” şeklinde tanımlamaktadır.
Hacker, İngilizce bir kelimedir. Türkçe karşılığı ise bilgisayar korsanıdır. Hackerlar, bilgisayar programlarına vakıf, yetenekli kişiler olarak tanınmaktadır. Hack, kelimesi Türkçe olmamakla birlikte, beraberinde birçok terimi getirmiştir. Örneğin, hacker, hacking, hacktivism gibi. Hacker, şahsî bilgisayarlara veya çeşitli kurum ve kuruluşlara ait bilgisayarlara ve ağlara izinsiz olarak giriş yapan kişidir. Bilgisayar ve haberleşme teknolojileri konusunda bilgi sahibi olan, bilgisayar programlama alanında standardın üzerinde beceriye sahip bulunan ve böylece ileri düzeyde yazılımlar geliştiren ve onları kullanabilen kişilerdir.
Hackerlar, düzenli olarak hem bağımsız bilgisayarlara hem de büyük ağlara girebilecek yetenektedirler. Bir kez eriştiklerinde, kötü amaçlı programlar yükleyebilir, gizli bilgileri çalabilir veya gizliliği ihlal edilen bilgisayarları spam dağıtmak için kullanabilmektedir. Hacking, bir sistemin gizli, ulaşılamayan bilgilerini ele geçirmek demektir. Sisteme giren hacker sistem üzerinde izinsiz dolaşabilir, bilgisayara erişim şifrelerini elde edebilir, bulduğu bilgileri çalabilir ve istediği değişikliği de yapabilmektedir.
Hackerlar, eylemlerini kimin adına yaptıklarına ve eylemlerinin amaçlarına göre kendi aralarında çeşitlilik göstermektedir. Genellikle şapka renklerine göre niyetleri dile getirilen hackerlar, iyi niyetli veya kötü niyetli olarak nitelendirilmiştir. Beyazı masumiyet, siyahı kötülük ve gri rengi ise netlik kazanmamış niyetler olarak belirlenmiştir. Kırmızı şapkalılar ise kendilerini diğer hackerlardan daha farklı görmektedir.
Sosyal ağlar, twitter, facebook, instagram gibi sosyal paylaşım siteleri aktivizmin oluşmasında temelleri atan ortamlar haline gelmiştir. Sosyal ağlarda zaman ve mekân sınırlaması yoktur. Sosyal ağlarda, paylaşım ve tartışma esastır. İnsanlar, sosyal medya platformunda iletişim ve paylaşımda bulunarak, hemfikir ve zıt fikirlerin ortaya çıktığı, aynı fikirlerin birbirini desteklediği grupları oluşturmaktadır.
Siber Güvenlik Tehdit Araç ve Yöntemleri
Virüsler
Truva Atları
Kurtcuklar (Worms)
Zombi Orduları (Botnetler)
İstem Dışı Elektronik Postalar (Spam)
Klavye İşlemlerini Kaydeden Programlar (Keyloggers)
Casus Yazılımlar (Spyware)
Hizmet Dışı Bırakma (DoS)
Aldatma (IP Spoofing)
Şebeke Trafiğinin Dinlenmesi (Sniffing)
Yemlemeler (Phishing)
Propaganda
Ünlü Hackerlar, Hacker Grupları ve Hactivist Hareketler
Wikileaks ve Bradley Mannig
Aaron H. Swartz
Anonymous
RedHack
LulzSec
Cyber-Warrior
Siber alanda oluşan bütün bu tehditlere karşı devlet, kurum ve bireylerin bilinç seviyesi arttıkça uluslararası kuruluşlar ve devletler bazında tedbire yönelik birtakım girişimler oluşmaya başlamıştır. Siber alanın devleti aşan sınırları göz önünde bulundurulduğunda, siber güvenlik konusunda etkili tedbir ve çözümler oluşturulabilmesi için uluslararası kuruluşların faaliyetlerinin ve devletlerarası işbirliğinin kıymeti ortaya çıkmaktadır.
Devletler açısından bakıldığında, İnternetten gelecek tehditler ve bunlara karşı yürütülecek tedbirlerle ilgili değişik algılama ve görüşler ortaya çıkmaktadır. Siber alanda kendilerine yönelik olarak meydana gelen saldırılara askeri karşılıklar verilmesi düşüncesine varan siber saldırıları savaş sebebi sayma yaklaşımının yanında; bu ortamdan gelen tehditlerin aynı ortamda karşılık bulması gerektiğini öngören düşünceler de bulunmaktadır. Bu yaklaşımlar saldırıların kaynağı, hedefi ve orantılı güç kullanımı tartışmalarını da beraberinde getirmektedir.
ABD, Avusturya, Danimarka, Fransa, Almanya, Yunanistan, Finlandiya, İtalya, Türkiye, İsveç, İsviçre, Avustralya, Kanada, Hindistan, Japonya, İspanya, Portekiz, İngiltere, Malezya ve Singapur gibi ülkelerde siber güvenlikle ilgili sıkı yaptırımlar ve kısıtlamalar içeren düzenlemeler oluşturulmaya çalışılsa da; çoğu ülkede bu konuda yeterli düzenleme bulunmamaktadır.
Terörizme karşı görünüp bu konuda demeçler verirken değişik yollarla rakip ya da düşman olarak gördükleri devletlere karşı terörist faaliyetleri destekleyen birçok devlet olduğu gibi kimliklerin kolayca gizlenebildiği ve iz sürmenin son derece zor olduğu siber alanda da rakip devletlere zarar veren nitelikte olan siber saldırıları destekleyen devletler bulunmaktadır.
Türkiye’de de siber güvenlik bilincinin artması, son zamanlarda yoğun siber saldırılara maruz kalınması ve siber güvenlik tedbirleri ile ilgili girişimlerde bulunmanın ihtiyaç halini almasıyla birlikte değişik çalışmalar yapılmaktadır. Bu faaliyetler; Siber Güvenlik Eylem Planları, Ulusal Bilgi Güvenliği Programı, Ulusal Bilgi Güvenliği Kapısı, Yasal Çalışmalar, Siber Güvenlik Müdahale Ekipleri ve Birimleri, Siber Güvenlik Tatbikatları, Konferanslar ve Çalıştaylar ve de TSK bünyesinde icra edilen faaliyetler ve oluşumlar şeklinde sıralanabilir.
Siber güvenlik tatbikatları teoride sağlam görünen sistemlerin açıklıklarının ortaya çıkması ve böylelikle gereken tedbirlerin alınmasının sağlanması açısından çok önemlidir. Ülkemizde yapılan tatbikatların diğer ülkelerde yapılanlardan ayrıldığı nokta gerçek saldırı ve savunma tekniklerinin kullanılmasıdır. Bu da siber güvenlik konusunu teoriden pratiğe taşıma ve gerçek durumu ortaya koyma anlamında çok fayda sağlamıştır.
Siber güvenlik alanında yaşanabilecek tehditler ve bu tehditlerin meydana getirebileceği zararlar göz önünde bulundurulduğunda, alınması gereken tedbirlerin çokluğu, çeşidi ve ihtiyaç duyulan koordinasyon ortaya çıkmaktadır. Sayılan tüm tedbirlerin yanında bilinçli bir kullanıcının yerini hiçbir teknolojinin alamayacağı değerlendirilmektedir.
2017
KAYNAKÇA
Kara, M. (2013), Siber Saldırılar – Siber Savaşlar ve Etkileri
Öğün, M. , Kaya, A. (2013) Siber Güvenliğin Milli Güvenlik Açısından Önemi ve Alınabilecek Tedbirler. Central and Eastern European Online Library (Yıl: 18 s. 145 -182).
Yayla, M. (2014), Siber Savaş ve Siber Ortamdaki Kötü Niyetli Hareketlerden Farkı.
Yayla, M. (2013), Hukuku Bir Terim Olarak “Siber Savaş”.
Eski bir CIA ajanı ve eski NSA çalışanı olan Edward Snowden’ın, 6 Haziran’da Amerika’nın istihbarat birimlerinden Ulusal Güvenlik Kurumu (NSA) ve Federal Soruşturma Ofisi (FBI) tarafından kullanılan telefon dinlemek ve internet kullanıcılarını takip etmek için kullandıkları PRISM (Prizma) adlı programı açıklamasının yankıları devam etmektedir. Milyonlarca telefonun dinlenmesiyle kalmayan, aralarında Facebook, Google, Microsoft, Yahoo, PalTalk, AOL, Skype ve Apple gibi teknoloji devlerinin de adı geçtiği üst düzey güvenlik gerektiren birçok kişisel hesaba da direkt olarak bağlandığı iddia edilen PRISM adlı program, öncelikle İngiliz The Guardian gazetesinde, ardından da Washington Post Gazetesi’ndeki haberler ile gündeme gelmiştir.
Tüm dünyadaki internet kullanıcılarını ilgilendiren böyle önemli bir konu Türkiye’de çok fazla konuşulmamıştır. Gündemimizin oldukça yoğun olması geçerli bir sebep olarak görülebilir ancak bu konunun önemini pek de değiştirmemektedir. Hatta bizim gündemimizle birlikte okunabilecek bir konu olduğu için daha dikkatli ilgilenmemiz gerekmektedir.
Prism kısaca, 2007 yılında NSA ve FBI tarafından büyük çapta şirketlerin, yazılımların verilerini takip etmek için başlatılan projedir. ABD yönetimi projeyi savunurken “Amerikan vatandaşlarını veya Amerika’da yaşayan vatandaşları” izlemediklerini belirtiyor. Bu sav Microsoft, Yahoo, Apple, Google, Facebook gibi firmaların bir yandan ABD istihbaratına veri toplamak için mükemmel kaynaklar olduğu, hatta özellikle desteklendiği gerçeğini kanıtlamaktadır. E-postalar, sohbet kayıtları, videolar, fotoğraflar, saklanan veriler, ses trafiği, dosya transferleri, video konferansları vb. şekilde detaylandırılabilecek her türlü bilgi PRISM projesi dahilinde takip edilmektedir.
İnsanların özel hayatlarına ve kişisel bilgilerine böyle müdahale etmek, onları gizlice izlemek ve takip etmek, yasal bir arama ya da takip kararı olmadan insanlar hakkında bilgi toplamak ve analiz etmek, üstelik bunu suçlu olup olmadığına dair elinizde hiçbir şey olmadan yapmak insan hakları ihlâli ve hatta insanlık suçu olarak bile nitelendirmektedir.
Snowden’ın sızdırdığı belgeler NSA’in takip hedefleri içerisinde Türkiye’nin de olduğunu gösteriyor ve aslında bu bile bizim bu konuyu ciddiye almamız için yeterlidir. Ancak bunun yanı sıra başka ihtimaller de söz konusu. ABD vatandaşı olmayabiliriz ancak kullandığımız ve yukarıda adı geçen tüm sistemler ABD yasaları altında çalışmaktalar. Bu da o sisteme verdiğimiz tüm bilgilerin o yasalar altında kullanılabilmesi anlamına geliyor. Bunun iki farklı olası sonucu var.
Birincisi tüm bu analizlere bizim datalarımız da bir şekilde dahil olabilir. Diyelim ki birisi potansiyel şüpheli olarak görüldü ve onunla ilgili tüm datalar toplanıp analiz ediliyor. Ne tesadüf ki o kişiyle Facebook’ta aynı fotoğrafta etiketlisiniz, arkadaş listenizde, aynı gruptasınız ya da aynı etkinliğe ikiniz de gidiyorum demişsiniz ya da toplu bir mailde alıcı listesinde ikiniz de varsınız ya da Google Plus’ta bir şekilde aranızda bağlantı kurabilecek bir şey var. Sistem büyük ihtimalle sizin tüm datanızı da alacak ve sizi de analize dahil edebilecektir.
İkincisiyse devletler arasındaki bilgi paylaşımı anlaşmaları. Bir şekilde yaşadığınız devletin sizinle ilgili şüpheleri var ve bu konuda size ait dataya ihtiyacı var. Her ne kadar bu konuda ABD çok bilgi dağıtan bir devlet gibi görünmese de bu databaseden size ait bilgileri toplayıp teslim etmeyeceklerine dair bir güvencemiz yok. Hatta böyle bir şeyin gizli bir anlaşmayla çoktan sağlanmış olma ihtimali bile söz konusu. Tıpkı geçtiğimiz günlerde Almanya’nın bu tarz bir sistem için NSA’den yardım aldığının ortaya çıkması örnektir.
Özetle tüm bu sistemlerin ABD yasaları altında çalışıyor olması, bizim bilgilerimizin de tehdit altında olması anlamına gelmektedir. Prism gibi sistemlerin varlığı bu algıyı pekiştirmekte, otoritelerin kendi Panopticon’unu yaratarak toplumu kontrol altında tutmalarını kolaylaştırmaktadır. Şüphesiz ki kontrol mekanizmalarının çokluğu bu algıyı beslemektedir. İnternet, bu algılanan gözetimiyle birlikte denetim açısından da iktidar sahipleri için öncelikli hale gelmektedir. İktidar sahipleri sınırsızlığın ve kontrolsüzlüğün önüne geçmek için öne sürülen çeşitli gerekçeler ve yasalarla kendilerine sağladıkları ayrıcalıklı durum sayesinde siber alanda da hakimiyetlerini korumaktadırlar. Bu hakimiyeti sağlayabilmesi için ise internetin dönüşümü kaçınılmazdır. Bu dönüşüm son yıllarda daha da hızlanmıştır.
Elbette bizim de yapabileceğimiz şeyler var. Bunlardan birincisi çevremizde bu konulardaki bilincin artması için çalışmak ya da bu konuda çalışanlara destek olmak olacaktır. Özellikle birçok insanın bu konulara komplo teorisiymiş gibi yaklaşıp ciddiye almıyor olması önemli bir sıkıntıdır. Bir diğer yapabileceğimiz şey de internet ve teknoloji kullanımı konusunda bazı alışkanlıkları oturtmaya çalışmak. Bunları kolayca öğrenebilmeniz için yollar sağlayan birçok yer var. Başlangıçta zor görünse de bir kez alıştıktan sonra her şey çok daha rahat olacaktır.
Elbette devlet böyle sistemler kurmak için çalışırken karşısında özgürlüğümüzü ve özel hayatımızı korumak için çabalayanlar da mevcuttur. Elinizden geldiği kadar bu çabalayan insanlara destek verin ve yardımcı olun. Eğer onlar da olmazsa yakın zamanda internetin günümüzdeki hâlinden çok daha kötü bir duruma geleceğinden emin olabilirsiniz.
2017
KAYNAKÇA
Karslıoğlu F. (2014) Siber Gözetim: Toplumsal Denetim Aracı Olarak İnternetin Dönüşümü (s. 28 – 29 )
ABD’nin internetteki gözü PRISM nedir? (2013) http://www.terramedusa.com/abdnin-internetteki-gozu-prism-nedir/
Edward Snowden kimdir, PRISM nedir? (2013) http://www.btnet.com.tr/internet/edward-snowden-kimdir-prism-nedir/1/15511
Sabancı A. PRISM: Nedir, Neden Önemli, Neler Olacak? (2013) https://yenimedya.wordpress.com/2013/07/23/3001/
20. with the advent of computers and the internet in the century, countries war, attack and defense techniques have changed. The development of the internet has been used primarily in the military during its historical course. It was used in commerce after the military field and became widespread until personal use. Now every home has one or several computers. With the methods such as obtaining information, attack, damage, destruction, control over networks, wars were fought or attacked on targets. As the technology is very common, easy to reach and cheap, such attacks can be carried out not only by states but also by individuals themselves, which makes it difficult to detect and punish these crimes. The fact that such attacks are committed against a hostile actor or state with the support of the state is a problem that must be solved on an extremely serious and legal basis. As in traditional wars, the lack of clarity of the attacker, the fact that they originate from very different regions, difficult to detect and prove, makes it difficult to provide the definition and sanction of these crimes.
The way of protecting and preserving the information, which ranks first among the changing world values, has also changed. Hackers who infiltrate secret systems by exploiting system vulnerabilities and seize important secrets now work on behalf of the state as cyber warriors. State secrets and the capture of the State defense system by other countries through cyber-attacks have become part of the State defense system. Cyber Space is an environment consisting of information systems that spread all over the world and space and networks that connect them. In the National Cyber Security Strategy, the term cyberspace is preferred and defined instead of the term cyberspace. The term” cyberspace " was first used in the early
1980s by William Gibson, known for the science fiction novels he wrote, and the term, which also entered our language, is still in use. The term "cyber environment" has been preferred and defined in the National Cybersecurity strategy instead of the term cyberspace. All kinds of services and activities in the world take place in cyber environment. The cyber environment offers many services for the benefit of humanity. Public and private organizations use cyber environment as their service area. The cyber environment, which also contains many useful activities, can be used for malicious purposes.
The dependence of military systems and armies on technology and information systems is gradually increasing. Today, many weapons, target detection, command control and communication systems operate depending on computers and software. The US Department of Defense defines "cyber operations" as the primary objective of military objectives or effects, or employment of cyber capacity, and appears to be used as the term "computer attacks." The Ministry of Defense defines DoD computer network attacks as: “Corruption, blocking, recession or destruction of the existing information in computer and computer networks through the use of computer networks”.
Hacker is an English word. Hackers are recognized as talented, fond of computer programs. The means of "hack" has brought with it many terms. For instance, hacker, hacking, hacktivism etc. Hacker is the person who has entered unauthorized access to personal computers or computers and networks belonging to various institutions and organizations. People who are knowledgeable about computer and communication technologies, have skills above the standard in computer programming in the field, and thus develop and use advanced software. Hackers are capable of breaking into both independent computers and large networks on a regular basis. Once accessed, it can install malicious programs, steal confidential information, or use compromised computers to distribute spam. Hacking means seizing a system's secret, unreachable information. Entering the system, the hacker can navigate the system without permission, obtain access passwords to the computer, steal the information it finds and make any changes it wants.
Hackers vary among themselves according to who they do their actions on behalf of and the purposes of their actions. Hackers, whose intentions are generally expressed according to their hat colours, have been characterized as well-intentioned or malicious. Hackers are generally categorized as a metaphorical which's mean of "white hat", "grey hat" and "black hat". This kind of terms come from old spaghetti westerns, the bad guy generally wears a black cowboy hat and the good guy wears a white hat. There are two main factors that determine the type of hacker you encounter: their motivations and breaking the law. “Red hats” see themselves differently than other hackers.
Social networking sites such as social networks, Twitter, Facebook, and Instagram have become a media laid the foundation for the formation of activism. There is no time and space limitation in social networks. In social networks, sharing and discussion is essential. People, by communicating and sharing on the social media platform, form groups where disagree, and opposite ideas arise and the same ideas support each other.
Cyber Security Threat Tools and Methods
Viruses
Trojans
Worms
Zombie Armies (Botnets)
Involuntary Electronic Mail (Spam)
Programs That Record Keyboard Operations (Keyloggers)
Spyware
Decommissioning (DoS)
Deception (IP Spoofing)
Listening to Network Traffic (Sniffing)
Phishing
Propaganda
Famous Hackers, Hacker Groups and Hacktivist Movements:
Wikileaks and Bradley Mannig
Comment Crew
Fancy Bear
Anonymous
Lazarus
LulzSec
Cyber-Warrior
As the level of awareness of the state, institutions and individuals increased against all these threats in the cyberspace, a number of initiatives have been started to be developed on the basis of international organizations and states. Considering the boundaries of cyberspace beyond the state, the value of international organizations' activities and interstate cooperation emerges in order to create effective measures and solutions on cybersecurity.
The idea of military response to the attacks against them in the cyber space can be assumed as the reason for counting cyber-attacks as a cause of war. In addition, there are thoughts that suggest that threats from this environment must be met in the same environment. These approaches also bring about discussions of the source, Target and proportional use of force of attacks. USA, Austria, Denmark, France, Germany, Greece, Finland, Italy, Turkey, Sweden, Switzerland, Australia, Canada, India, Japan, Spain, Portugal, England, arrangements, including in countries such as Malaysia and Singapore cybersecurity-related stringent sanctions and restrictions Although it is tried to be created; In most countries, there is not enough regulation on this issue. While there are many states that support terrorist activities against states that they see as rivals or enemies in different ways while appearing against and making statements about terrorism, there are also states that support cyberattacks that harm the rival states in the cyberspace where identities are easily hidden and trace is extremely difficult.
Cybersecurity exercises are very important in terms of exposing the vulnerabilities of systems that appear to be sound in theory and thus ensuring that the necessary measures are taken. Considering the threats that may be experienced in the field of cybersecurity and the damages that these threats may cause, the multiplicity of measures to be taken, the variety and the coordination that is needed are revealed. In addition to all the counted measures, it is considered that no technology can replace a conscious user.
2017
REFERENCES
Kara, M. (2013), Siber Saldırılar – Siber Savaşlar ve Etkileri
Öğün, M., Kaya, A. (2013) Siber Güvenliğin Milli Güvenlik Açısından Önemi ve Alınabilecek Tedbirler. Central and Eastern European Online Library (Yıl: 18 s. 145 -182).
Yayla, M. (2014), Siber Savaş ve Siber Ortamdaki Kötü Niyetli Hareketlerden Farkı.
Yayla, M. (2013), Hukuku Bir Terim Olarak “Siber Savaş”.
PRISM (Prism) used by Edward Snowden, a former CIA agent and former NSA employee, to listen to telephones and track internet users used by the National Security Agency (NSA) and Federal Investigation Office (FBI) from the US intelligence agency on June 6. Echoes of the program description continue. The program PRISM, which is claimed to be linked directly to many personal accounts requiring high-level security, including technology giants such as Facebook, Google, Microsoft, Yahoo, PalTalk, AOL, Skype and Apple, which is not only tapped by millions of phones, is primarily in the British The Guardian newspaper, then came up with the news in the Washington Post Newspaper.
Prism is briefly launched in 2007 by the NSA and the FBI to track the data of companies, software on a large scale. The U.S. administration states that while defending the project, they do not follow “American citizens or citizens living in America”. This argument proves the fact that companies such as Microsoft, Yahoo, Apple, Google, Facebook are excellent sources for collecting data for US intelligence on the one hand and are even specifically supported.
E-mails, chat recordings, videos, photos, data stored, voice traffic, file transfers, video conferences, etc. All kinds of information that can be detailed are tracked within the PRISM project. Of course, since it was a human rights violation at first. Human rights violations and even humanity violations, even interfering with people's private lives and personal information in such a way, secretly monitoring and following them, gathering and analyzing information about people without a legal search or follow-up decision, and doing this with nothing to determine whether they are guilty. He even describes it as a crime.
The documents leaked by Snowden show that there are many countries within the NSA's follow-up targets, and this is enough for us to take this issue seriously. However, there are other possibilities. You may not be a US citizen, but all the systems mentioned above that operate under US law. This means that all the information you give to that system can be used under those laws. This has two different possible consequences.
First of all, our data may somehow be included in all these analyzes. Let's say someone was seen as a potential suspect, and all data about it is collected and analysed. What a coincidence, you have been tagged with that person in the same photo on Facebook, you are in your friends list, you are in the same group or you are going to the same event, or you are both in the list of recipients in a collective mail, or there is something you can connect with in Google Plus. The system will probably take all your data and include you in the analysis.
The second is information sharing agreements between states. The state where you live somehow has doubts about you and needs your data about it. Although the United States does not seem to be distributing a lot of information on this issue, we have no guarantee that they will collect and deliver your information from this database. There's even the possibility that something like this has already been achieved by a secret agreement. Just like the fact that Germany has received NSA help for this kind of system is an example.
In summary, the fact that all these systems operate under US laws means that our information is also under threat. The existence of systems like Prism reinforces this perception, making it easier for the authorities to keep the society under control by creating their own Panopticon. There is no doubt that the multiplicity of control mechanisms feeds this perception. With this perceived oversight, the Internet becomes a priority for the owners of power in terms of control. Power holders also maintain their dominance in the cyberspace, thanks to the various grounds and the privileged situation provided to them by law to prevent infidelity and non-control. The transformation of the internet is inevitable in order to achieve this dominance. This transformation has accelerated in recent years. Of course, there are things we can do. The first of these will be to work in order to raise awareness of these issues in our environment or to support those working on this issue. It is an important problem that many people do not take these issues seriously as if they are a conspiracy theory.
Another thing we can do is try to set up some habits about internet and technology usage. There are many places that provide ways for you to learn them easily. Although it may seem difficult at first, everything will be much more comfortable once you get used to it. Of course, while the state works to build such systems, there are also those who strive to protect our freedom and our private lives. Support and assist these struggling people as much as you can. If they do not you can be sure that soon the internet will be much worse than it is today.
2017
REFERENCES
Karslıoğlu F. (2014) Siber Gözetim: Toplumsal Denetim Aracı Olarak İnternetin Dönüşümü (s. 28 – 29 )
ABD’nin internetteki gözü PRISM nedir? (2013) http://www.terramedusa.com/abdnin-internetteki-gozu-prism-nedir/
Edward Snowden kimdir, PRISM nedir? (2013) http://www.btnet.com.tr/internet/edward-snowden-kimdir-prism-nedir/1/15511
Sabancı A. PRISM: Nedir, Neden Önemli, Neler Olacak? (2013) https://yenimedya.wordpress.com/2013/07/23/3001/
With the first television invented by John Logie Baird in 1923, the world came under a wide media influence. Today, the history of television, the mass media and the media are effectively being observed.
Countries are actively implementing the effect that they cannot actively exert on others through mass media, through press and concrete technology. In concrete terms, the effects that cannot be done on other countries and people are abstracted from television, telephone, computer etc. in which people spend most of their time. Subliminal loading activities are carried out by publishing and imposing against vehicles.
Today, most examples of this effect are given in front of the television. Television is a more active material for people of middle age and up. The younger generation constantly holding a phone in their hands, computers in their bags etc. by carrying it has already been blatantly exposed to this effect. Some programs were published for people of middle age and above, and people were asked to depend on these programs for a long time. The only hardship in society has been people's life process, love lives and contest efforts on television programs.
If we give an example of active television programs, marriage programs, competition programs, sports and entertainment programs can be given as examples. The biggest impact on society is achieved through marriage programs. Marriage programs have an effective subliminal loading feature. These programs connect to itself indifferently about 20 minutes after it is started to be watched and are continued to be watched without reaction. Even those who say I am watching not to watch but to laugh spend at least 1-hour in the face of these programs. It was the first programs to be opened from the seat after the afternoon for those who did not work and after the work for the employees. Sports, entertainment and competition programs are also included in these programs, but the most effective is the marriage programs.
In the developing world order and as the current wars between countries continue, people are isolated from the world, and moral and national values are insulted with subconscious influence. Mass media is the military, academic, etc. of a society. are extremely dangerous tools to affect the areas outside. Those who want to achieve their goals with these tools continue with great influence and achieve their goals.
The countries have been struggling with many forces at home and abroad in recent days. As a society, we need to run together on the road to unity and a common goal in these moments. However, with the above-mentioned effects, the biggest problem of people these days is; who will win a competition program, who will aspire to each other, who will score the most goals, etc. there have been events. Even if the society sees the events in the country, such programs have always been their priorities by being insensitive.
As a result, the world is in a war and this war is clearly seen, but some forces are preventing it from being seen. By using the mass media and the subconscious, people's brains are accessed and directed to one place, and situations, events, which are immoral and not seen anywhere, are displayed and shown as ordinary and are imposed in this way.
2016
In this article, I would like to just look with a different perspective. Because right now, we just see chaotic all around the world. I am not discussing the effect of health or something. Maybe it can be Social Test or Experiment actually it’s like a simulation. Because we just felt and saw how people are reacting to this kind of situation. To be honest, people actually general act like an idiot.
Firstly, I super hate this kind of people; “this virus-like a flu grip, and so many people already dying from flu grip than coronavirus bla bla bla… The problem is Also, the point of; we don’t know and we don’t have the exact good or necessary information about this virus. We don’t know how to act in this situation. Also, we saw in Europe, how to act people in chaos.
Also, I would like to keep this phrase “chaos”. Actually, this vocabulary is coming from chaotic. I don’t know exactly but as I know probably coming from the culture of Greek. I just saw in the world really good academic working field. Humans emotions have poverty. But this poverty not like poor. It’s like a bit emotional it’s deep in the heart. Also, humans, souls are poor. They don’t know how to give any react for risky. They don’t know anything about analyzing risky. Especially we all see in Europe. They are normal citizens of Europe, they must be kind, they must be smart but the important is they must be civilized. But they are not! Almost, all countries have been done in this situation. After that, we saw the “bandwagon effect”. We saw the effect of rich and poor people. For instance, so many people just ran to take a WC paper and etc..
But this all thing is about different part also I will discuss. In this article, I just want to discuss the social test. Actually a little bit “conspiracy theory” :). To be honest I believed that this virus created from a human being. I can write so many reasons for that. For example, why the regime of Communist China is explained very late. As we see, they didn’t keep the safe this situation and they sucked. I don’t know maybe other countries are made it and spread out to over the county.
I think it’s like simulation because seems like me Human Being are waiting for bigger that and worse Coronavirus. If I were in this bad country, I just fly a kite and just watch for the actions of people. In this time all over the world we just saw people acting like looser. Actually, this is very good for this all bad countries, they really can manage this kind of people. Also, destroyed! As we all human I guess we couldn’t pass this social test. Also, governments never manage in their country. Actually, all the people expecting good behaviour from Europe. As far as I concern Europe really flunk! People are loving the give any divinity for this kind of developing country. Actually, the problem is with people in Europe.
Also, If we are talking about this we have to talk about religion. Religion is a very important daily life. Especially in today’s world! Because of some people really afraid of this virus some people really ignore it. For me, if you believe after the dead to holly areas like heaven and hell. Also, if you ready for after the dead you can just wait for the dead. You shouldn’t wonder this virus. Because you already believe to go to Heaven. In the other hand, If you don’t believe anything, God or something, Of course, you can afraid of this virus. Because you are just believing the World and you must live and feel in the world. You just have to feel living of the World. If you die you never able to live and feel the life of the World. I hope I was able to clear myself about this topic 🙂
So, as a result, I don’t know which country trying to destroy all around the world but the other important topic is demography in the world. Of course, all country must some process about new regulation about this condition. Also, in this virus aim is I think to make a new regulation in the world about demography spacially old age group.
TO BE CONTINUED…
John Logie Baird tarafından 1923 yılında icat edilen ilk televizyon ile dünya geniş bir medya etkisi altına girmiştir. Günümüzde de televizyon tarihi, kitle iletişim araçları ve basın yayın kuruluşlarının etkin bir şekilde faaliyetleri gözlenmektedir.
Ülkeler kitle iletişim araçları ile başkaları üzerinde aktif olarak sağlayamadığı etkiyi, basın yayın ve somut teknoloji ile etkin bir şekilde uygulamaktadır. Somut şekilde diğer ülkeler ve insanlar üzerinde yapılamayan etkiler soyut bir şekilde insanların en fazla vakit geçirdikleri televizyon, telefon, bilgisayar vb. araçlar karşısında yayınlayarak ve empoze edilerek bilinçaltına yükleme faaliyetleri gerçekleşmektedir.
Günümüzde bu etkinin en fazla örnekleri televizyon karşısında verilmektedir. Orta yaş ve yukarısı insanlar için televizyon daha aktif bir materyaldir. Genç kuşak sürekli elinde telefon, çantasında bilgisayar vb. taşıyarak zaten bu etkiye bâriz bir şekilde maruz kalmıştır. Orta yaş ve yukarısı insanlar için bazı programlar yayınlanarak insanların bu programlara uzun süre bağımlılığı istenmiştir. Toplumda tek sıkıntı, televizyon programlarında insanların yaşam süreci, aşk hayatları ve yarışma çabaları olmuştur.
Aktif televizyon programlarına örnek verecek olursak, izdivaç programları, yarışma programları, spor ve eğlence programları örnek olarak verilebilir. Toplum üzerindeki en büyük etki izdivaç programları ile sağlanmaktadır. İzdivaç programlarının etkin bir bilinçaltı yükleme özelliği vardır. Bu programlar, izlenmeye başlandığından yaklaşık 20 dakika sonra kayıtsız kendisine bağlamaktadır ve tepki vermeden izlemeye devam edilmektedir. İzlemek için değil, gülmek için izliyorum diyen kişiler bile en az 1 saat bu programlar karşısında vakit geçirmektedir. Çalışmayanlar için öğleden sonra, çalışanlar için de mesai bitiminden sonra eve gelinmesine müteakip koltuktan açılan ilk programlar olmuştur. Bu programların içinde spor, eğlence ve yarışma programları da mevcuttur ama en etkilisi izdivaç programlarıdır.
Gelişen dünya düzeninde ve ülkeler arasında mevcut bulunan savaşlar devam ederken insanları dünyadan, ülkemizden soyutlayarak ahlaki ve milli değerlerimize bilinçaltı etkisi ile hakarette bulunulmaktadır. Kitle iletişim araçları bir toplumun askeri, akademik vb. dışında kalanlarını etkilemek için son derece tehlikeli araçlardır. Bu araçlar ile amaçlarına ulaşmak isteyenler büyük bir etki ile devam etmektedir ve amaçlarına ulaşmaktadır.
Ülkemiz son günlerde iç ve dış konumunda birçok güç ile mücadele etmektedir. Toplum olarak bu anlarda en çok birlik beraberliğe ve ortak hedefe giden yolda beraber koşmamız gerekmektedir. Ancak yukarıda bahsedilen etkiler ile insanların bu günlerde en büyük derdi; bir yarışma programını kimin kazanacağı, kimlerin birbirine talip olacağı, kimin en çok gol atacağı vb. olaylar hâkim olmuştur. Toplum, ülkede yaşanan olayları görse bile duyarsız kalarak her zaman öncelikleri programlar olmuştur.
Sonuç olarak, dünya bir savaşın içinde ve bu savaş bâriz bir şekilde görülmektedir ancak bazı güçler bunların görülmesine engel olmaktadır. Kitle iletişim araçları ile bilinçaltı kullanılarak insanların beyinlerine ulaşılarak tek bir yere yönlendirip, ahlak dışı, hiçbir yerde görülmeyen durumlar, olaylar, görüntülenerek sıradan gösterilerek bu şekilde empoze edilmektedir.
2017